17 Ocak 2011 Pazartesi

Gölgelerin Gücü Adına

Martha Argerich den sonra , Mariza'nın İstanbul konseriyle sarsılan bünyeyi kalkındırma planlarına başlamak üzere erken yola koyulan yirmi üç çocuk'un dağladı bir başına delmesi dahi işe yaramadıktan sonra hüsranla oturduğu koltuğundan bu satırları yazarken fonda çalan 1930 ve küsüratlı şarkılara eşlik etmesi büyütülecek birşey değil sanki?

Yirmi üç ile ilgili kalkındırma planlarına ilişkin bir kat bir kat ve bir kat daha derken ilk aldığımız zamandan bugüne kadar 2 kat daha çıktığımız ve şu an 3 katlı olan güzide kafemizi yakın gelecekte onlarca kat yapmayı planlamıyoruz efendim. Böyle iyi. "Mutlu Kafe Yoktur" diyen Aragon'a inat "Mutlu Kafe Vardır" diyen Ezgi ve Günlüğü ile röportajı hava koşulları nedeniyle ileri ki tarihe alırken havaların ısınmasını gözlüklerim olmaksızın da dört gözle bekliyorum inanın!

Kefe de sevdiğimiz ve sevmediğimiz şeyler;

1- Hoparlörün anarşist tavırları dikkatimi çekmedi değil. Yeri geldi mi bangır bangır bağıran minik dikdörtgönler keyfine göre sessiz çığlıklar atarken insanı deli edebiliyor.
2- 2.50 lira olan tavuk burgerin tavuğu tavada ısınırken hamburger ekmeğinin 1,5 katına çıkıp kendinden taşıyor.
3- Düşündüm de; en sevdiğim müzikler 23de çalıyor, neden acaba derken playliste uzanan elimle göz göze gelmek pahabiçilemez.
4- Bu listenin yirmi üç tane olması gözümü korkutmuyor değil.
5- Aslantepe açıldı ve kafeyle bağlantısı bence gayet var!
6- Öhöm.. Havada soğuk mu ne..
7- Böyle giderse 23 e ulaşım kafenin kendisine ulaşımdan daha kolay olacak zannımca!
8- Merkezi ısınma ve yöneticiye verdiğimiz parayı helal ediyorum; kat kat giyinerek çıktığım evden, kat kat soyunarak giriyorum kafeye.
9- Jülide Özçelik, Yıldız İbrahimova, Sumru Ağıryürüyen kadın ve türk ve peygamber ise Birsen Tezer (özkan uğur yorumuyla) O Ya Rabbim !
10- Berna ve Rana , Erinç ve Erkin, Yağmur ve Yasemin isimleri karıştırılması kuvvetle muhtemel isimler imiş. Tekrar tekrar anladık.
11- Kafe diyorduk değil mi.. Hm.. Tefal fritözümüzü çok seviyoruz.
12- Kafede müşteri hatta çalışan olsun olmasın her daim bulabileceğiniz patlamış mısır'dır!
13- Üşenmeyip tuvaletin duvarlarının kalan boşluklarını doldurmak ve yeni uykusuzlar penguenler almak gerek!
14- Yanımızdaki tekelin abisinin adı İlyas abidir. Ailecek severiz sayarız.
15- Patatesi sıfır yağda istiyorsanız neden yemeklerin 20 dakikada geldiğini bana değil tefal e sorun; kullanım klavuzu ne derse onu uyguluyoruz.
16- Ast üst ilişkileri olmaksızın aile kokan bir kafe olduğu gerçeği sınırları ve saygıyı ihlal edileceğini göstermez. Kulaklara küpe. Çizgiyi geçmeyin canımızı yiyin.
17- 17 olmu. nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım.
18- Bipolar music dinleyici olarak bir gün Tom Waits dinlerken bir diğer gün Orhan Gencebay çalıyorsa, diğer gün Sigur Ros çalıp ardından Zeki Müren geliyorsa bilin ki herşey yerli yerinde ve olması gerektiği gibi.
19- Kafenin bir şarkısı olsaydı Yasemin Mori N'olur N'olur N'olur olurdu! Yasemin Mori'den daha fazla dinlediğimizi düşünüyorum bu şarkıyı. Ellerin ve ayakların farklı yönlere düşünmeksizin gidişi ve bu salınmanın verdiği huzur da paha biçilemez.
20- Kaldı 3. Geldik fasulyenin faydalarına.
21- Neden sigara içilmiyor diye kızmayın; hele bi zoomlayın şu cezalara sonra kızacaksanız kızın; http://www.batmanpostasigazetesi.com/haber/sigara-cezasina-zam-iste-cezalar-16867.htm
22- Üstünüze afiyet nezle oldum azıcık, peçete bulup geliyorum.
23- Fridanın sergisine gidiniz..

10 Ocak 2011 Pazartesi

San'at San'at San'at ve yirmi'üç

Pek heyecanlı aktivitelerden bir tanesi de Martha Argerich'in İstanbul konseri olsa gerek, 20 Ocak da Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleşecek olan bu gidilmesi farz olan konserin bilet fiatlarının 200 ve 250 lira olması insanın içini acıtmıyor mu acıtıyor, 20 Ocak a kadar küçük hesaplar yaptırmıyor mu yaptırıyor, sigarayı bıraksam diyorum 10 Ocaktan 20 Ocak a 40 paket sigara ediyor bu, her gün 4 sigara içmiyoruz elbet, ondan kıs bundan kıs derken kısılıp kalıyorsun. Geliyor olmasının heyecanıyla kalmaktan korkuyorum ve korkumun başıma geleceğinden,,,

Kafe adına gelişmelerde, sevgili Berna'nın kitap ve raflarını aşağıya döşeme kararı birinci sırada bulunuyor. Kafenin kendş kendini açmasını öğrendiği bir gün Taksim'e gidilip o kitapların ve rafların alınıp Kadıköy Yirmiüc'e getirilmesi sonucu yüzümüz bir tebessümden daha fazlası olacağı aşikar. O halde iş, bunu en kısa zamanda pratiğe geçirmekte kalıyor. Yapılır yapılır herşey yapılır. Bir Zeki Müren'i göremeyiz bir de Marta ya gidemeyiz, onun dışında herşey mümkün arkadaşlar.

Kafe müdavimlerini seviyoruz, gerçek ailelerimiz olsa da olmasa da onlarla iyi geçinsek de geçinmesek de kafede oluşan en farklı uçlalrın bile törpülenip ortak paydada birleşmesi gerçekten içimi titretiyor. Bunun sebebi, biraz biz biraz kafe biraz da siz olduğunuz için meksika dalgası yapmaya hak kazandığımızı düşünüyorum!

Son olarak; asma katın film odası projesiyle ilgili soru işaretlerimiz bitince onu da aradan çıkaracağız, pos makinasını bu ay alacağız diye umuyorum, banka pek seve seve kabul etti de bir de getiriverse uğraştırmadan, yeni oyunlar alınabilir yoksa tabu yu baştan yazmak zorunda kalacağız:) hmm başka başka, yemeklerde bir ben yokum bir michael jacksın bir de annemin yengesi dolayısıyla yeni yemeklerde lüzum olmadığını düşünüyorum ama et ve tavuk yiyemeyen bir birey olarak zannımca tost ve sandvic ve patsodan sıkıldığım zammanlar için ah bir kumpir olsa da yesek demiyor muyum diyorum, kumpir i bir araştırmak gerek, kumpir güzeldir, candır, şartlar el verirse kadroya alıp kontrat imzalayabiliriz diye düşünüyorum. Ve waffle. Ama o ikincil önemlikte önce kumpir. Bu hızla kokoreçte yaparsak şaşırmayacağız sanırım:)
Dağıtmadan daha konuyu toparlayayım; projeksiyon, kumpir, kitaplık ve oyunlar dedik. Cepte!

Uzun zamandır Sangria yapmadığımızı söyleyen arkadaşıma sesleniyorum bu ila önümüzdeki hafta sözdür, sangria yapılacaktır!

Patlamış mısırın eksik olmadığı yirmi üç'ten sevgiler,,

23.

7 Ocak 2011 Cuma

Mükemmel kar tanelerini yemek istiyorum

GİRİŞ


Aslında çokça iyi niyetli bir şekilde sadece önerileriniz ve şikayetlerinizi yazmanız üzerinize açmayı planladığımız bu bloğu, az biraz kötü emellerimize alet edip; konuşmak istediğimiz -23 hakkında ya da değil- konulardan tutun da havanın soğukluğundan şikayet etmecelere kadar ucu açık boş bir sayfa olarak kullanmayı daha makul bulduk.